Atabet’ül-Hakayık ve Yazarı Edip Ahmet Yükneki

PDF Olarak İndir

Atabet’ül-Hakayık Hakkında Kısaca Bilgi

12. yüzyılda Edip Ahmed Yükneki tarafından kaleme alınmış olan Hakikatlerin Eşiği anlamına gelen bu eser, Sipehsalar Mehmet Bey’e sunulmuştur. 12. yüzyılın ilk yarısında yazılmış, ayet ve hadislerden yararlanılarak oluşturulmuş manzum bir ahlak ve öğüt kitabı, nasihatnamedir. Eserin başında yer alan Allah’ın, peygamberin, dört halifenin ve Emir-i Azam Muhammed İspehsalar Beg’in methi ve kitabın yazılışı hakkındaki kısımlar beyit hâlinde (40 beyit) ve gazel kafiyesindedir.

Asıl eser dörtlükler hâlinde (101 dörtlük) ve her dörtlük mânilerdeki gibi “aaxa” şeklinde kafiyelidir. Vezin ve kafiye bakımından çok sağlam değildir. Mısra başı kafiye Yusuf Has Hacip’in Kutadgu Bilig adlı eserinden güçlüdür. İslamiyet’ten sonraki eserlerin çoğunda olduğu gibi Allah’a, peygambere, dört halifeye, eserin sunulduğu emire övgü ile başlar. Sebeb-i teliften sonra asıl esere girilir.

Atabetül Hakayık toplam 14 bölümdür. Eserdeki başlıca konular şunlardır: Bilgi, dil, dünyanın geçiciliği, cömertlik ve hasislik, tevazu ve kibir, harislik, kerem, zamanın bolluğu. Eserin Uygur harfleriyle yazılmış ilk nüshası, İstanbul’daki Ayasofya Kütüphanesindedir. İlk defa 1918’de Necip Asım Yazıksız tarafından yayımlanmıştır.

Aşağıdaki metin, “Atabet’ül-Hakayık’tan alınmış olup dörtlükler şeklinde yazılmıştır. Okuduğunuz dörtlüklerde vefasızlıktan, insanlığın vurdumduymazlığından, insanların iyilik yapmayı unuttuklarından ve dünyanın bozulmasının nedenlerinden bahsedilmektedir. Metinde ele alınan konulardan da anlaşılacağı üzere Atabet’ül-Hakayık, dinî-ahlaki içerikli öğretici bir eserdir. Eserde İslam’ın etkisiyle Arapça-Farsça kelimeler fazlaca kullanılmıştır.

ZAMANE

Atabet’ül-Hakayık Günümüz Türkçesiyle

Mecaz boldı dostluk hakikat kanı Minger dostta biri bulunmaz koni Öküşrek kişining içi gadr erür Koni dostung erse taşı, bil mum

Mecâz oldu dostluk, hakikat hani? Bin dosttan biri, bulunmaz doğru. Pek çok kişi içten vefâsız olur,

Doğru dostun olsa, dıştan. Bil bunu.

Bu kün bu ajunda kişilik isiz Kanı kança bardı kişilik isiz Vefa koli suglup kurup yulları Cefa toldı taştı tengizden ediz

Bugün bu acunda insanlık kötü. Hani, nereye gitti insanlık, yazık! Vefâ gölünün kaynakları kurudu, Denizden aşkın cefâyla doldu taştı.

Kanı ahd emanet kanı edkülüg Kidin künde hayr iş me kötrülgülüg Başı bardı hayrnıng songı bargusı Öngi keldi şerrning songı kelgülüg

Hani söz, emânet; hani iyilik? Son günde hayırlı iş de kalkacak. Başı gitti hayrın, sonu gidecek, Önü geldi şerrin, sonu gelecek.

Ajun toldı udvan cefa cevr bile Kanı bir vefalıg bar erse tile Sen artak sen anın ajun artadı Nelük bu ajunka kılur sen gile

Dünya doldu düşmanlık, cefâ, cevr ile, Hani bir vefâlı? Var ise dile.

Sen bozuksun; ondan dünya bozuldu. Niçin sitem kılarsın bu âleme?

Edib Ahmed Yüknekî Atabet ’ül-Hakayık Günümüz Türkçesine Aktaran: Banş Karaz

Atabet’ül-Hakayık Yazarı Edip Ahmet Yükneki Kimdir Hayatı Biyografisi Hakkında Kısaca Bilgi

Hayatı hakkında fazla bilgi bulunmayan şairin XI. yüzyılın sonlarına doğru Yüknek’te doğduğu söylenmektedir. İslami dönem Türk edebiyatının ilk şairlerinden biri olan Edip Ahmed, Türkçeyi bütün incelikleriyle eserinde kullanmıştır. Şairliğinden daha çok bir âlim olarak tanınmıştır. Şiirlerinde de duygudan ziyade öğretici yön daha ağır basmaktadır. Bazı deyişleri atasözleri gibi dilden dile dolaşan Yüknekî’nin Türk halkı üzerinde uzun yıllar süren bir etkisi olmuştur. Eserini Sipehsalar Mehmet Bey’e sunmuştur.

Yorum yapın